Bu çalışmada, üniversiteden yeni mezun olmuş gençlerin, kariyerlerinin başında neden eğitim düzeylerinin altındaki bir işi kabul ettikleri ve ekonomik kriz dönemlerinde yükselen işsizliğin bu durum üzerinde etkili olup olmadığı sorgulanmaktadır. Ekonomik kriz ve devamındaki durgunluk dönemlerinde, işgücü piyasasında bireyler daha uzun süre işsiz kalmaya; işverenler de açık iş pozisyonlarını sürdürmeye devam etmektense, uyumsuz eşleşmeleri tercih edebilmektedir. Bu çalışmada, söz konusu iki “kötü” durum arasında bir seçim yapılıp yapılmadığı araştırılmaktadır.
Çalışmada, Türkiye işgücü piyasasındaki aşırı eğitimlilik düzeyi objektif yöntem kullanılarak makro düzeyde ölçülmektedir. Aşırı eğitimliliğin objektif yöntemle ölçülmesinde, Uluslararası Standart Meslek Sınıflaması (ISCO 08) ile Uluslararası Standart Eğitim Sınıflandırması (ISCED) itibariyle istihdam edilenlerin meslek grupları, nitelik düzeyleri ve eğitim seviyeleri arasında ilişki kurulabilmektedir. Bu çerçevede, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarından yararlanılarak, Türkiye işgücü piyasasında 15- 24 yaş grubundaki gençler için aşırı eğitimlilik düzeyleri ve işsizlik oranları ortaya konulacaktır. Bununla birlikte, aşırı eğitimliliğin geçici bir durum mu; yoksa kalıcı bir problem mi olduğu sorusu da cevaplandırılmaya çalışılacaktır.